28 Haziran 2010 Pazartesi

çok duygulandım lan..

vanya dayı diye bir oyunu vardır çehov un.. yeğeninin yorgun bir akşam tiradı vardır ki şöyle:
“Ne yapalım, yaşamak zorundayız. yaşayacağız vanya dayı. Önümüzde ne uzun günler, ne uzun geceler var daha. Kaderin bize lâyık gördüğü tüm güçlüklere sabırla göğüs gereceğiz. Şimdi olduğu gibi yaşlılığımızda da durup dinlenmeden çalışacağız. Günü, saati gelince de ölüme boyun eğeceğiz. İşte ancak orada, mezarlarımızda, nice acı çektiğimizi, nice gözyaşı döktüğümüzü, nasıl zor bir yaşamımız olduğunu bir bir anlatacağız. Tanrı işte o zaman bize acıyacak.”

benim vanya dayı'yı da, çehov'u da hiç okumamış olan yengem tam olarak aynı paragrafı söylediğinde ona bir kez daha hayran oldum..

16 Haziran 2010 Çarşamba

solum terstir benim

ara sıra alışırma yapıyorum.. sol eli de kullan, sol ayağı da kullan.. şöyle şık bir gol atayım solla :) gol dedim de, gayet içten ve istekli dünya kupası maçlarını izliyorum.. çok da keyifliydi.. hani tez yazıyordun diyenlere duyurulur, sadece 2 tanesini izledik be..
fifa ya mektup,
orangutanlarınıza söyleyin, sahada tükürmek yasaklansın, çüklerini kameraya karşı kurcalamasınlar..milli marş okunurken ya da gol atınca ya da hiç bir zaman ağlamasınlar.. pembe, turuncu vs ibne ayakkabıları giymesinler, adam olsunlar.. sayın seyircilerin o öttürdükleri borular da kıçlarına kaçsın.. evet bu kadar..
ne diyorduk, sol elim evet..
zira sigara içerken bile embesil bir tutuşu var sol elimin.. beni rezil ediyor.. az önce çay alırken elimi yaktım.. bak aklıma geldi, yıllardır sürekli bir yerlerini yakan, kesen, kıran döken sakar kankaya bir sorayım, yahu belki de solak değil kızcağız.. söylemek kimsenin aklına gelmez ki..
neyse, adam dedi ki, bak evi temizleyince ve yemek yapınca mutlu olmuşsun. ulan senin mi mutluluğun sığ, ben mi ifade özürlüyüm? haftalardır yapamadıklarımı yapabildiğim için şükrettim sadece..
ne zamandır satranç oynamıyorum. var mı benimle satranç oynamak isteyen? sol elle ama :)