31 Temmuz 2009 Cuma

severim (:

kahve parçalarını tatlı kaşığına koy, sade kehvenin buharında eritip biraz da kahve eşliğinde..
aniden aklına gelen kelimeyi bağır
açık havada soğuk bir bira iç
msn facebook vb üzerinden gayet kişisel bir konuda açıklama yapmadan referandum yap
daha önce izlemediğin bi klibi youtubeta bul
my little miss sunshine, the big lebowski, neşeli günler, fight club, trainspotting, pineapple express vb serisinden bi film izle
rabbit heart girl ya da rudeboy dinle
spagetti nin sosu için zeytin ve mantar doğra, mutfakta bişiler yap
duvara yeni bi fotoğraf resim begenilen her hangi yeni bişi yapıştır
dışarı çık sarhoş ol
yeni tanıştığın birileriyle plan yap veya yeni birileriyle tanış
patrona özel yaratıcı bir küfür uydurup iş arkadaşlarına fikrini sor
internetteki aptal bir yoruma cevap verip kavga ortamı başlatıp sonra yok ol
resim yapmaya çalış yaptıklarını arkadaşlarına gösterip nasıl kıvrandıklarını isle
şarkı sözü yazmaya çalış nası saçmaladığına inanama
aklına geleni laf salatası şeklinde saçma sapan yaz çok da samimi olmadığın birilerine yolla
diş fırçanı al darlamayacağını bildiğin birine git gecenin bi saati de olsa...
bi kursa gidip sanki kursa kayıt yaptıracakmış gibi gayet ciddi pazarlık yap ya da mesela kanepe buzdolabı alacakmış gibi falan.. (ama alma)
danışma yazan bir yere gidip bir dakika falan danışılacak kişinin yüzüne gülmeden bak, adam/kadın gülmeye başlayana kadar bekle, sonra dön arkanı git
çingene çiçekçilerle sohbet et
dolmuş şöförüne selam ver nasıl olduğunu falan sor (biras seçici olmakta fayda var, başına iş alma)
gideceğin yeri hiç bilmiyormuş gibi yapıp insanlara sor
çok geç kaldığında çok yavaş yürümeyi dene
çok acıkınca biras daha acıkmayı bekleyip tatlı bişiler ye
yeni bi tişört al, mağzada giyinip, üstündeyken öde
komşu dükkanla sohbet et, alışveriş yaptığın insanlara nereli olduklarını falan sor
sokaktaki kediyi köpeği besle
morali bozuk birini bi yere çağır, çikolatalı bişiler ısmarla
fesleğen reyhan falan ek saksıya, hem sivrisineği uzak tutar
insan ol insan :))
hiçbiri işe yaramazsa, gel içelim, ağlarıs bile gerekirse :))
bugünlerde çok keyifsiz olan arkadaşım sana diyorum :))

29 Temmuz 2009 Çarşamba

He

simdi bu kendini ucuyor sanıyor ya, cok guluyorum, yarım litre gaz dolu boyalı plastiksin alt tarafı, bırak diyor iplerimi haberi yok olacaklardan :))

28 Temmuz 2009 Salı

ya kayadan uç...

hol don! temam sarhoş değil bırakın onu..
ah bu hayatlarımız (evet seninki de) (sen burda lütfedip yazdığımı okuyandır) ne kadar sıkıcı.. vallahi az daha sıkılsam kıracağım gidip camını.. ya neden bu kadar sıkıcı.. kaçacağım uzaklara orda sıkılınca diyeceğim gurbeeeeet sılaaaaaaa....
çocuğunuza garip isimler takmayın..
bi düşünelim şimdi.. bugünlerde düşünmek istiyorum çok.. okumuyorum izlemiyorum düşünüyorum.. keşke daha çok düşünsek hepimiz.. mesela düşünsek ne kadar zor olabileceğini ve nereye kadar kaçılabileceğini..
ortalama yaşam süren şanslıysan hadi iyimser 70 diyelim..kendi adıma üçte birinden fazlasını katlettim bile.. yok hepsini ziyan etmedim.. ama şimdi anlatmayı bir deneyeyim, mezarlıklarda beş dakika tavsiye ediyorum.. orda beş dakika oturup ölümü düşününce ne ağlayabilirsin ne de evde oturmaya devam edebilirsin.. noolur bişiler yapın, yapalım.. bana istediği ve yapabileceği bişi anlatsın biri.. sonra arasın desin ki yaptım ulen mutluyum..
ve bir daha patatesli sigara böreği diyen olursa kafasına kafasına tavayla vuracağım.. birazdan lars von teriyere de mektup yazacağım.. senin diyeceğim, derdin ne, deli mi dürttü kardeşim aldın üç saatimi, yetmedi bütün neşemi keyfimi.. verdin huzursuzluk baş ağrısı.. git.. resim falan yap..
bugün bir adam gördüm, bir hamakta idi, üsküdarda paşakapısında, beş sularında.. ve bu hamak caddede gayet işlek olan caddede (ki ben kadıköy dolmuşunda idim) sağa çekmiş bir kamyonun kasasına boyuna gerilmiş idi.. caddenin o tarafı ve pek tabi kamyonun içi gölge idi ama adam güneş gözlüğü takıyordu ve iki eli başının altındakamyon kasasında hamak keyfi ile gayet mutlu görünüyordu..
geçen gün de mecidiyeköydeki otobüs durağında sağ crista iliakama kocaman bir kelebek kondu..
deli değilim ben.. şahitlerim var!

27 Temmuz 2009 Pazartesi

moloko statues

So goodnight my dear
Hope youre feeling well
Hope yourre feeling very clear
In this song and rhyme
Thoughts of changes that
Keep ourselves intact

And yes
Its hard to fake but Im faltering
In the steps Im about to take
I am sure its true
What is all for me is much the same to you

If all the statues in the world
Would turn to flesh with teeth of pearl
Would they be kind enough to comfort me
The setting sun is set in stone
And it remains for me alone
To carve my own and set it free

So we wait and see
How this backward chapter reads
In verse inadvertently
And it feels like fading light
But thats all thats left

Only whats left is right

If all the statues in the world
Would turn to flesh with teeth of pearl
Would they be kind enough to comfort me
The setting sun is set in stone
And it remains for me alone
To carve my own and set it free

Jumping from a balloon
A carried aloft by a parachute in june
Twisting round and round
Well I hope the ground is what you find

The setting sun is set in stone
And it remains for me alone
To carve my own and set it free

24 Temmuz 2009 Cuma

ehemfs

şimdi böyle ağzım yüzüm sanki ellerimde yamuluyo hamurdanmış gibi.. yazamıyorum, çizemiyorum, arayamıyorum, gidemiyorum, çıkamıyorum, yapamadım.. korkmuyorum da kaçıyorum gene de.. cesur isteksizlik.. denir mi? biri bişi söylemişti önemliydi.. kırmızı paketlerin içinden çıkan yeşil elmalar gibi.. elma hediye etmiştim birine sevinmişti, duydum ki karpuz da sevindiriyormuş ama pasta gibisi yokmuş gene de... ne dinlesem depresif geliyo bu ara ama yine de yeni bir şarkı bulunca çok seviniyorum..
gidemiyorum kalabalıklara, kat beş üst sınır.. aynı anda iki kişi konuşunca başım ağrıyor, bir şeyi üç kez tekrar edersem de tansiyonum yükseliyor.. otobüs camından pet şişe fırlatma görüntüsünü bir daha görürsem bağıracağım.. ve biri daha omzumu çıkarır üzere çarparsa bana geri dönüp ben de ona çarpacağım.. bakalım istanbulda bunları yaparak kaç gün hayatta kalacağım..
günde en az 6 saat uyanık ve çalışır geçirdiğiniz o yer, ofis işyeri neresiyse artık, dayanılmaz olduğunda baş etme yöntemleri geliştirmelisiniz.. yoksa cuma akşamı haliniz budur..
başımı burnumu kuyruğumu her neyse işte o gurur göstergesi yerleri dik tutmaktan sıkıldım.. yenik ezik bunalımda ve sıkıcı olmak istemiyorum..
geyik yapıp eğleniyorum bazen, konser istiyor canım, sinema bir de.. şimdilik gidemiyorum.. zaman, arkadaş ve para aynı anda denk gelemedi bu ara..
ya ne güzel olurdu, bir demet mor kokan bitki ve kakaoluşekerli bişiler eşliğinde gece yarısı çalan kapı, taşınmadan önce.. serin sessiz oturulsa balkonda, sıkılmadan..
aaa balkonumla son yazım, kaçırmayın derim.. şu erikleri de yarın halledeyim..

22 Temmuz 2009 Çarşamba

çük

istediğimi yazarım..
efendim? evet küfürbaz olduk gittik batıdan ala ala bunu aldık.. arabaların önümde durması kapıların otomatik açılması falan kesmez.. eyvallah hamdi..
kendinden kaçamazsın mış, havadar minik sahil kenti söyledi, bilmem artık çok mu okurlar çok mu gezer... arka bahçem batıya ön bahçem doğuya baksın, sivrisinek saz çalsın...
algıda sıçıcılık..
sanıyorum ki yerim yerim bişicik olmas..
kırarım ben elime geçeni..
saldım gitti..
bi kadın vardı mavi körü, bulamıyorum onu, çok güzeldi yaa o, nerde?