1 Mart 2018 Perşembe

asansör

asansör de konuşamıyoruz ya, çok geriliyorum ben.. konuşamıyoruz çünkü bir yabancı ile konuşabilmek için bir buçuk metre kadar sosyal mesafe lazım.. bilmeyenler bilsin, Edward Hall (1966) da şöyle tanımlamış..

toplum mesafesi : > 3m sokakta yürürken insanlarla aramızda bırakmaya çalıştığımız mesafe imiş.. tabi ki yapamadığımız zamanlar da var.. insanlar bize yakınlaştıkça uygun davranışlar hazırladığımız öne sürülmüş..  bu da tehdit algıladığımız zaman saldıracak ya da kaçacak zamanımız olması içinmiş..

sosyal mesafe: 1.5m - 3m artık bu insanla bir bağlantı söz konusu imiş.. böylece bağırmadan iletişim kurarmışız ancak hala güvenlik aralığı bırakırmışız.. ayakta duran ancak birebir konuşmayan bi kaç insan için rahat olunan mesafe imiş bu.. ya da bir odada oturan.. 


kişisel mesafe : 0.5m - 1.5m iletişim doğrudan ve konu belirgin olurmuş.. 


mahrem alan Zone < 1.5 feet (< 0.5m) eğer bi romantizm söz konusu değilse ağır tehdit algılarmışız.. 

evet ne diyordum...

 

homo homini lupus

elimde iki üç silah var; anlatmak, okumak, yazmak, konuşmak.. yazıyorum, konuşuyorum ama kimse dinlemiyor. bazen şuraya bir şey yazıyorum, kimse hiç bir tepki vermiyor, elektronik bile tepki vermiyor. okuduklarından bile emin değilim. Belki en az günde 3 kez paylaşım yaptığım için, bunalttım insanları, engellediler beni belki de diyorum. Ama sonra Dylan bir fotoğraf koyuyor, bir aşk ı ilan ediyor, 500 like 150 yorum!! memleketin hali mi yoksa bizim kedilerin keyfi mi? bazılarınız diyor ki bıktık karanlıktan, olumlu şeyler de paylaşılsın istiyoruz. iyi de siz arkanızı döndükçe kararıyoruz... yani politik bir paylaşımın altına--ki politikadan anlamam, ancak bariz haksızlıkları paylaşıyorum---şuraya bir yorum yazmaya, bir duygu paylaşmaya bile korkuyorsan, o zaman ben mesela durduk yere haksızlığa uğrasam da sesin çıkmayacak doğru mu? hatta; o da çok sivri dilliydi, bi ara da hdp yi desteklemişti, terörist lölölö diye adilik bile yapacaksın doğru mu? benimle yıllardır bi kahve içmemişken, o da şöyleydi böyleydi diye atacaksın doğru mu? o zaman bi zahmet defol git sanal hayatımdan, sapık gibi kocamı çocuklarımı gözetleme.. iki haber oku, iki toplantıya katıl.. kafanı aç kafanı..

nasıl cool olunur?


yok hakikaten soruyorum, nasıl olunur diye. tarifi bilsek biz cool olurduk zaten kızım. ha evet, içim MIA ilen zıbarana kadar dans etmek istiyorken, yazmak çizmek, boyamak, oynamak istiyorken içim.. hiç büyümemiş içim ham kalmış.. içi pişmemiş.. altını çok açtın demek ki.. ne? yemeğin diyorum.. ha evet ne diyorum.. boyumu aşkın sorumluluklar aslında yaşlanmak zorunda, ben değil.. ah nerde 15 yaşımdaki ben, beni görse yüzüme tükürür, mortgage (ne bileyim nasıl yazılır, sen bak bakiim bi zahmet) ödeyen, iş yerindekilerin arkasından konuşan, arkasından konuşulunca çok sinirlenen, hırs yapan, akademisyen yaaa! akademisyen olmuşsun sana inanamıyorum, ne oldu tiyatro? yeminlen yüzüme tükürür 15 yaşındaki ben.. tüüüüh der, bugünler için mi atmadım o gün camdan kendimi der... yazıklar olsun der.. demez belki de.. bu iğrenç domestik dili marifetmiş gibi kullanan da 35lik ben çünkü.. orta yaş bunalımına giren de... ha bak bunu nasıl cool yaparsın var ya; dersin ki "existential crisis" baby.. ingilizce bilmeyene de varoluşsal sorunlar dersin.. herkese edebiyat dersi verirsin ama blog benim deyip ağzına geleni öylece yazarasın.. ikiyüzlülük değil de ne? sonra salarsın.. salınca cool olunur mu mesela? anne ben cool gördüm, bakkaldan cool aldım gibi cümle içinde kullansam.. veyahut, ısırgan nasıl pişirilir diye internet araştırması yapmak üzere pazardan taşıdıklarını yıkamaya ara veren ben, kalkıp dans etmeye başlayınca.... ve buna üzülünce mesela.. sevdiği oynak şarkıları unuttuğunu düşünüp dans ettiği sırada hüzünlenince cool olunur mu mesela.. dans etmek Avustralya kıtasına özgü bir şey midir mesela? öjelerin 5 gün durunca? paran olunca ama tatile gidecek kadar olmayınca mesela.. veyahut patates yetiştirebildiğinde kompost yapıp.. tuvaletin sifonunu çekmeyince.. anne ben nasıl cool olurum söyle... kedilerim çok mutlu olunca mı.. hiç sevmediğimi söyleyince... mış gibi yapmayı marifet sanan ben.. boynunu eğen, sesini kesen de ben.. cool olmak kim biz kim kızım (bu deyim de böyle olmadı ya neyse).. amele gelmişiz biz bu dünyaya.. ama coolmuş gibi yapabilirsin mesela.. dişlerini sıkarak gülümseme dersleri alabilirsin.. sahibinin hatırına köpeğine ekmek atabilirsin.. ağlayabilirsin böğüre böğüre ki bu hiiiç cool değil....
.. Image result for MIA