24 Temmuz 2009 Cuma

ehemfs

şimdi böyle ağzım yüzüm sanki ellerimde yamuluyo hamurdanmış gibi.. yazamıyorum, çizemiyorum, arayamıyorum, gidemiyorum, çıkamıyorum, yapamadım.. korkmuyorum da kaçıyorum gene de.. cesur isteksizlik.. denir mi? biri bişi söylemişti önemliydi.. kırmızı paketlerin içinden çıkan yeşil elmalar gibi.. elma hediye etmiştim birine sevinmişti, duydum ki karpuz da sevindiriyormuş ama pasta gibisi yokmuş gene de... ne dinlesem depresif geliyo bu ara ama yine de yeni bir şarkı bulunca çok seviniyorum..
gidemiyorum kalabalıklara, kat beş üst sınır.. aynı anda iki kişi konuşunca başım ağrıyor, bir şeyi üç kez tekrar edersem de tansiyonum yükseliyor.. otobüs camından pet şişe fırlatma görüntüsünü bir daha görürsem bağıracağım.. ve biri daha omzumu çıkarır üzere çarparsa bana geri dönüp ben de ona çarpacağım.. bakalım istanbulda bunları yaparak kaç gün hayatta kalacağım..
günde en az 6 saat uyanık ve çalışır geçirdiğiniz o yer, ofis işyeri neresiyse artık, dayanılmaz olduğunda baş etme yöntemleri geliştirmelisiniz.. yoksa cuma akşamı haliniz budur..
başımı burnumu kuyruğumu her neyse işte o gurur göstergesi yerleri dik tutmaktan sıkıldım.. yenik ezik bunalımda ve sıkıcı olmak istemiyorum..
geyik yapıp eğleniyorum bazen, konser istiyor canım, sinema bir de.. şimdilik gidemiyorum.. zaman, arkadaş ve para aynı anda denk gelemedi bu ara..
ya ne güzel olurdu, bir demet mor kokan bitki ve kakaoluşekerli bişiler eşliğinde gece yarısı çalan kapı, taşınmadan önce.. serin sessiz oturulsa balkonda, sıkılmadan..
aaa balkonumla son yazım, kaçırmayın derim.. şu erikleri de yarın halledeyim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder