4 Şubat 2010 Perşembe

benim küçük zavallı bunalımım ve kültablasıyla derin sohbet


bu kabloları her gün öyle bir özenle yerleştiriyorum ki, bilgisayarı kucağıma almak istediğimde yükseltici yana yatıyor, mausu hızla çektiğimde ise sehpada ne var ne yok yere indiriyorum.. neyse konumuz bu değil..
konumuz aslında incir çekirdeğine dolacak hiç bir derdi olmayan biz zavallıların akşam bunalımları.. biliyorum, bugün böyle, yarın daha iyi olacak, haftasonu daha da iyi.. önümüzdeki hafta oldukça yoğun geçecek, iş çok, filmler var biletleri alındı, dostlar var başı şişirilebilecek.. ama işte bu hafta sonraki hafta yaz gelse falan derken 30 a bakmak için başımı kaldırmama gerek kalmadı..
akşam yemeği olarak: yapıldığına pişman olunmuş dört günlük yarım porsiyon börek, aynı şarkıyı elli kez üstüste dinlemek ve son üç saatte içilen 11 adet sigara var..
planlar var, etik kodlar var, namus var çok şükür.. hahaha....
bir de o aptal mesaj sesini her sesten ayırt edebilen sinir bir sinir sistemi.. ev arkadaşını tersleyip yollamak yatıştırmadıysa izlenebilecek en kötü dört film hiç hazetmediğin bir adamdan lütuf olarak masanda.. huzursuzluktan mı soğuktan mı titriyorum.. ev sıcak diye bedenimle inatlaşıp giyinmiyorum.. bunları buraya yazmanın ben dahil kimseye faydası da yok.. yapacak hiç mi bir şey yok..kendi salonumdan komşulara bağırdım.. duyuramayınca onlara günün şarkısını çaldım.. cevap olarak bana mors alfabesiyle küfrettiler.. müzikten anlamıyorlar ki...
yapılacak o kadar iş varken neden burda oturuyorum.. neden..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder