19 Şubat 2011 Cumartesi

krep e yanıt


krepçim, canım, öncelikle krep ismi için tebrik eder, gösterdiğin samimiyet için de gözlerinden öper, canım diyen dilini koparıveririm..
blogumu bu kadar ayrıntılı incelemenden onur duyduk..
madem ulu orta yazdın, ben de istedigin duzeltmeleri yapar, kafanı karıştıran konuları açıklarım..
oncelikle yazım hatalarından bahsedeyim, adı üstünde hata.. yanlış yazmışım paşam, affet.. bundan sonra daha çok dikkat ederim, söz..
aurora borealis (google ettim valla); filmi izlemedim tatlım, northern lights evet bahsettiğim.. namı diğer kuzey ışıkları.. bir gün görebilmeyi dilerim.. aurora nın bir anlamı daha vardır, ara bul artık . ilkokulda izlediğim bir filmde görmüştüm.. nedir bilirim evet, araştırdım öğrendim, zor değil..
eddie vedder, pearl jam ben demedim, sen dedin.. yıllar önce pearl jam baskılı tşört hediye etmişlerdi.. havalı..heh.. yok öyle demediler.. ben de aradım buldum dinledim.. bu da zor olmadı.. ama pearl jam değil eddie vedder hayranıyım..
little miss sunshine al senin olsun balım, yeter ki kavga etmeyelim :))
saftirik: böyle bir kelime de yok güzel Türkçemizde sevgili krepçim..
evet hemşireyim.. evet orda oturuyorum.. gelirsen sana eziyet nedir öğretebilirim..
blog benim, keyif benim, şimdiye kadar sana mı yazdım arkadaşım? nedir?
foto: eddie nin bacakları

3 yorum:

  1. krep'ten:

    oya hanım,

    kaç kişi onur duydunuz bilmiyorum ama rica ederim, blogunuz ayrıntılı incelemeye son derece değer bir çalışmaydı. bu kadar sinirlenmenizi ve beni tehdit etmenizi anlayamıyorum. ulu orta yazdığım için mi bu kadar sinirlendiniz? fakat blog zaten ulu orta yazılan bir şey değil midir? dolayısıyla siz ulu orta yazınca sorun olmuyor, ben ulu orta eleştirince neden sorun oluyor anlamadım? hatalarınızı düzelttiğiniz ve kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. sözlük yazarı olduğunuzu açıkçası düşünmemiştim ama madem ki bana sözlükten bir cevap yazmak yerine blogunuzdan savaş açmayı tercih ettiniz, şu durumda bana da cevap hakkı doğdu.

    öncelikle, duygu ve düşüncelerinizi kağıda yazmak yerine internet ortamında herkese açık bir şekilde paylaşmakta sakınca görmüyorsanız, eleştirilere de daha açık olmalısınız. eğer eleştirilmek istemiyorsanız, daha dikkatli davranmalı ya da kağıt ve kalemi tercih etmelisiniz. yaptığınız hatalar basit bir yazım hatasıymış gibi davranmışsınız ama öyle olmadığını hepimiz biliyoruz, birbirimizi kandırmayalım.

    kimse ama hiçkimse, bloguna adını verecek kadar önemsediği bir şeyi yanlış yazmaz, hayranı olduğu adamın adını yanlış yazmaz, en sevdiğim film dediği filmin adını yanlış yazmaz. kuzey ışıkları yazsaydınız o zaman madem orijinalinin nasıl yazıldığını bilmiyordunuz, ya da daha önceden "google etseydiniz". eddie vedder'ı da pearl jam'den bağımsız tutuyorsanız, sanırım adamın bacaklarına hayransınız? eddie vedder'a değil, pearl jam'e hayranım deseydiniz, o yüzden adamın adını yanlış yazdım deseydiniz, bu bile daha iyi bir savunma olurdu. zira, adamın solo albümünü edindiyseniz, albümün üzerinde eşşek kadar vedder yazıyor olmalı, yanılıyor muyum?

    gelelim little miss sunshine'a. burada da bende şöyle bir izlenim bıraktınız; herhalde filmin türkçe dublajlı korsan dvd'sini aldınız, adı "benim küçük günışığım" gibi çevrilmişti, siz de imdb'den bakmak yerine direkt olarak ingilizceye çevirdiniz bunu. e o zaman türkçe'sini yazaydınız. bu yabancı dil tutkusu niye? kadınların genelinde olan problem sizde de var, olmadığınız biri gibi davranıyorsunuz. verdiğiniz cevap teorilerimi desteklemekten başka işe yaramamış üzgünüm.

    eğer sözlükten bir mesajla rica etseydiniz, ben zaten o entriyi kaldırırdım ama siz onun yerine kendinizi komik duruma düşürecek bir şey yazmışsınız. ben size son derece kibar hatta samimi bir biçimde seslenmiştim. sizse, beni dilimi koparmakla ve bana eziyet etmekle alenen tehdit ediyorsunuz. zaten daha önce de ceketli adamları dövüyordunuz, ilgi alanlarınızda da "kapuera" vardı, ürktüm. fotoğraflarınızdan 30'lu yaşlarınızın ortalarında olduğunuzu tahmin ediyorum. bu şiddetli tavrı, "aga", "hacı" vb gibi ergen konuşma biçimini yaşınıza ve mesleğinize yakıştıramadığımı da eklemek isterim.

    bu arada saftirik diye bir kelime güzel türkçemizde var, link vermeye üşendim, arayın tdk'dan bulun ama iki nokta kullanımı ne yazık ki yok, üç nokta var...

    YanıtlaSil
  2. saygılarımla,
    krep kulunuz. diye bitirmiş bir de..

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil