10 Nisan 2011 Pazar

burgu büklüm





Ey aşklarım, yuvasından çıkıyor
Kürek kemiklerimiz.
Bir yıldız topallayan kalçanızda,
Dönmenize bakın siz.
Aslında bu butlara şiir yazdım,
Onları şiirselleştirdim!
Sevmiş olduğum kalçalarınızı,
Kırmak isterdim.
Arthur Rimbaud.......
dizelerinde, genç şairin, yüzyıllarca değişmeyecek olan öfkesini görmekteyiz.. değişmeyecek olan, eskiye olan öfkedir.. çünlü şair, önce çiçek olalı epey oldu..  ne yaparsanız yapın sizi sevmeyecek olan eski sevgilinin içinizde bıraktığı birkaç baharlık eziklik için gelsin.. merak edenler için yazayım, tamlamaları oluşturan kelimeler (birkaç gibi) anlamını yitirirlerse birleşik yazılırlar.. kelimeler insanlara ne kadar benziyor değil mi kubilay? kafan mı iyi oya? yok değil.. regli mi olacaksın? yok yeni bitti.. çık bi dolaş hava al o zaman.. evet..
istanbul a gelemeyen bahar, güneydeki kuşların neşeli yüzme haberleri ile birleşince bugün arkadaşın ifadesi yerine oturdu..  bahar işte..hafife almayınız.. sakın bizi tanığınıza bildiğinize inanmayınız.. uykumuz bir bardak çaya trip yapacak kadar narindir.. rüyalarımız rüya değil.. genel geçer yaygın öfkemizle kalbinizi fena kırarız.. yine de bizim kadar mutlu edemez kiiiimse sizi.. fikrine sokayım.. serbest çağrışımlarımı derdest edip bu elektronik dünyaya biraz daha çer çöp fırlatışım..  bipolar dengesizlikle açıklanamayacak denli başkasıl.. kişisel olmayan yani... tdk dakilerin ne iş yaptıklarını merak ediyorum epeydir.. chicken transleyşin aga.. bu kuşun eti yenmez.. çünkü o bir kuş değil..
onaltıbin killometre mi daha uzak üçbuçuk metre mi bilemiyorum şu an.. Voznesenski demiş diyeceğini zamanında.. yalnız fena giydirmemişlerse eğer wikide kendisine, boynun altnda kalsın Voz. böyle bir adam mıydın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder