18 Nisan 2011 Pazartesi

Ekümenopolis

ben şimdi gitsem, güney pasifikte bir adaya yerleşsem.. (yaparım) desem ki;
ben de çok güzel bir yerden geldim.. acaip boğaz manzarası falan.. ama biz denizin içine sıçtık, artık bırak yüzmeyi, balık tutmayı, bakamıyoruz bile midemiz kaldırmıyor.. yetmedi gökdelenler... çevredeki göllerden su çektik, gökdelen in önüne beton havuz yapıp oraya doldurduk.. onun içinde yüzüyoruz.. deniz leş gibi kokuyor.. göller kurudu.. ama biz havuzda ne güzel yüzüyoruz..kadın günleri var erkek günleri var, beraber de yüzmüyoruz....
bana ne der ada sakinleri acaba..
en iyi tahminim, beni bir kayığa bağlayıp okyanusa salacakları yönünde.. anlatmayayım değil mi :)) hayır buraya kadar yazdıklarımda ilginç bir şey yok, farkındayım.. şunu merak ediyorum, yani etrafımızda olan biten, her sabah ki basit şeyler, asansörde karşılaşıp konuşmamak, metrobüse binmek falan.. yani aslında inanılamayacak kadar saçma değil mi? Japonya, Lübnan, Filistin falan.. 3. köprü.. demirören.. hepsi yani kahvaltıda bok yemek gibi okuduğumuz sabah haberleri.. hani bitki bile sana göre bir davranış geliştiriyorken.. bizim neden hiç bir şey umrumuzda değil.. neden hala kapanmayan kapıya, ev arkadaşımıza, annemize falan sinirlenebiliyoruz?
çok garip değil mi? lütfen bir şey söyleyin, delireceğim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder